top of page

Ruhu Tazeleştiren Kitaplar #1 - Hyunam - Dong Kitabevi

YAZAR:Hwang Bo - Reum

ree

Herkese merhaba, bugün sizlere ruhumuza dokunacak kitaplar serisinin ilkini ve bu kitaptan öğrendiklerimizi yaşamımıza nasıl entegre edebilirizi düşünmeyi dile getireceğim.


Hyunam-Dong Kitapevi okurlarına nasıl bir kitapevi açılır sorusundan ziyade yaşamımızda gideceğimiz yönleri nasıl bulabiliriz sorusunu yönlendirir. Açıkçası, kitabın sayfalarını her çevirişimde bu soru üzerinde ruhum kendini düşüncelere boğarak benden yardım istedi, böylece ben de uzun yıllardır kitapevi açma konusundaki önyargılarımın üstünden geçerek kendimi daha fazla nasıl kitaplara kaptırabilirim diye düşünmeden edemiyorum.


Söze her iyi bir okurun hayali ile başlayarak, şimdiyle biten geçmişimizi unutarak devam edelim:

ree

Elbette, yaşamımız sıradan bir birey olarak zamanı yiyip bitiriyor. Koşullar her ne kadar aynı görünse bile, değişmeyen tek oyunun hileli parçalarına denk geliyoruz. Bu parçalar bizim insan olma yolundaki birer öğretilerimiz haline geliyor. Umutla incinmeyi yok sayarak yaşayarak boğulmayı tercih ediyoruz hepimiz. Oysa bu da bizi sıradan bir varlık yapan koşullar arasında yer alıyor.


Koşullar ortadan kaybolunca tutkularımız bir bir yok olurdu:

ree

Sınırlarını bilene ne mutlu!

Her zaman koşuyoruz ancak vardığımız yer sarmaşık olandan pek bir farkı olmuyor. Kalabalıklaşan dünyada bükülmüş yerden kendimizi bulamıyorduk. Bir pencereden bakmak istesek zamanı durdurmanın yollarına düşüyorduk. Kapımıza gelen herkesi içeri alınca olanlar olmuştu. Görünürde yine bir kapı vardı ama.

Kitaplar.


ree

Asıl mesele biz de olan değerli bir hazineyi sahibine yetiştirmekti. Kendimize..

Kendimiz olduğumuz geçmişimizin çevrelenmiş geleceği ya da şimdiki zamanın sıradanlaşmış versiyonuyla hep kalakalırız. Umudumuz hep çevrelenmiş gelecekte. Oysaki hep bilmediğimiz ve baş ucumuzda duran şeyler. Şimdiki zamanın sıradan halleri, toprağın sonbaharla kavuştuğu mevsimler, sıcak bir kahvenin vermiş olduğu huzur ve daha bir çok şey. İşte burada devreye girmesi gereken kitaplarken biz önümüze serpilen vurdumduymaz kişilerin öngörüleri ile kendimiz olmaya ve asıl benliğimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Fakat gerçek hakikat orda gizli değil. Acının soğuklaştırmadığı yerde duran sayfalarda. Bu sayfaları çevirirken sadece başkaları olmuyoruz ayrıca bir keşif yolculuğunda ruhumuza umut oluyoruz. Gerçek başarı böylece kendiliğinden bize görünüyor. Bunu elde etmek o derece kolaysa, toplumların genel olarak koymuş olduğu başarı kavramını yıkmanın zamanı geldi ve geçti..


Son derece yakalanmış bir başarı, ilk elde edilenden çok daha önceydi. Biz ordaydık. Ruhumuzun saati ile kayboluyoruz.



Kitabın Tanıtım Yazısı

Youngju her şeyi doğru yapmıştır; üniversiteye gitmiş , düzgün bir adamla evlenmiş, saygın bir işe girmiştir. Sonra bir anda her şey altüst olur. Tükenmişilik hissiyle eski hayatını terk eder, zirvedeki kariyerini bırakır, kocasından boşanır ve hayalinin peşinden gider. Bir kitapçı dükkanı açar..
Youngju ve müşterileri, Seul’ün şirin bir mahallesinde kitapların arasına sığınırlar. Yalnız bir baristadan evli ama mutsuz bir ev hanımına ve Youngju’da özel bir şeyler olduğunu gören yazara kadar hepsinin geçmişinde hayal kırıklıkları vardır. Hyunam-Dong Kitapevi zamanla onların, hayatı nasıl yaşamaları gerektiğini öğrendiği yer haline gelir.
Hyunam-Dong Kitapevi; huzuru ve güven duygusunu yakalamanızı sağlayacak, size kştapların iyileştirici gücünü hatırlatacak yürek ısıtan bir hikaye.

Kitaptan Alıntılar


“İrade veya tutku gibi kelimelerin ne anlama geldiğini irdelemeye karar vermişti çünkü güvenmesi gerekenin, benliğini yönlendirmek adına sürekli tekrar ettiği bu kelimeler değil, kendini huzurlu hissedip büsbütün olduğu gibi var olabilmesi, kendini dışlamadan kabullenebilmesi, o alanda kendine değer verip sevmesi gibi niteliklere bağlıydı.”


-sayfa 6


“İnsan en nihayetinde bir ada değil midir? Bir ada kadar tekbaşına, bir ada kadar kimsesi. Öte yandan tek başına ve kimsesiz olmanın aslında tamamıyla kötü olmadığı fikri kuşatıyor beni. Zira tek başına olmak beraberinde özgürlüğü getirdiği gibi, kimsesiz olmak derinlere inmemize olanak sağlar. Karakterlerin bir ada gibi işlendiği ve bir ada misali yaşamış farklı bireylerin birbirini bulduğu romanlardan keyif alıyorum.”


-sayfa 15


“Öyle insanlar da vardır ya, sahip oldukları hayatı bir anda geride bırakıp yeni bir yaşama adım atan insanlar. Vardıkları yerde mutluluğu yakalayabiliyorlar mıdır acaba?”


-sayfa 35


“Emek sarf ederek yaşamanın değerli olduğu görüşüne sahipti.”


-sayfa 54


“Ne yaparsa yapsın kalbine saplanmış dikenleri çıkaramamıştı. Yüreği aldığı hasarla sızlıyor, ağrıyordu.”


-sayfa 83


“İnsanlar çabaladıkları sürece arayışta olurmuş.”


-sayfa 127


“Evet, mutluluk o kadar da ulaşılmaz değil. Mutluluk denilen şey geçmişimizde ya da uzak geleceğimizde beklemiyor. Hemen gözlerimizin önünde duruyor.


-sayfa 183


“Sarsılmayan bir şeye tutunup elinden geldiği kadarını yapmak..”


-sayfa 219



Umutla Kalın!



Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

© 2025 HEDIYE DAGESEN BLOG

  • Instagram
  • X
  • LinkedIn
bottom of page