top of page

Geçen, Biten ve Ben #1


ree

Merhabalar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Belki de iyi değilsiniz. Hatta belki kafanız karışıktır benim gibi. Nereye doğru aktığını bilmediğiniz bir nehrin kenarında, ruhumuzu kurtaralım beraber, özellikle bu seride..

Bazen kafamın çok karışık olduğu anlarda, her yerden kaybolup hiç görünememek üzere çok uzaklara gitme isteği doğuyor. Belki bu histe yalnız değilimdir. Bu hissin verdiği kuvvetle, çok severek yazdığım tüm blog yazılarımı bir çırpıda silmişim ansızın. Dediğim gibi kaybolup görünmememk üzere bu yolun yanlışlığını kendime bir türlü kanıtlayamadım. Ancak umut kırıntılarını halen sağladığım için, onları ait oldukları yere bırakma vaktinin geldiğini düşünüyorum. Bu seride çokça umut konuşacağız. O yüzden arkanıza yaslanın ve sevdiğiniz klasik müziğin ritimleriyle satırlara dökülen bu yaşam cazibemi okumaya devam edin :)

ree

Kitap sayfalarını çevirirken, o sayfaların hışırtısını kendi melodimle birlikte güvenerek çalmak istiyorum. Bu sebeple kendimi kendim için kazanmak istiyorum. Bu nedir diye dediğinizi duyar gibiyim. Çok basit kendimize odaklanıyoruz ve böylece yıldızımızın ışığını en yüksek derecede açmış olacağız. Ancak bu yolculukta bazen tökezleyebiliyoruz. Aslına bakarsanız ben bu tökezlemeleri çok seviyorum çünkü o anlarda o kadar çok şey öğreniyorum ki yere çakılışım aklıma bile gelmiyor.


Normalde geriden ileriye doğru bir yaşam bulmacamı sizlere aktarıyordum ancak bu artık ileriden geriye doğru bir döngü izleyeceğim. Son zamanalarda hayatımda neler olup bitti, neler yaptım? Önce bu sorulara cevap bulduktan sonra flashbacklerle sizi boğacağım zaten.


Ben kendimi geliştirmek adına, daha doğrusu çocuklarla çalışmayı çok sevdiğim için Açıköğretim'den Önlisans Bölümü olan Çocuk Gelişimi programına geçen sene kayıt yaptırıp, derslere verimli bir şekilde çalışmaya başlamıştım. O sırada Fulbirght Eğitim Komisyon'nun Meslek Yüksekokulu Öğrenim Bursu'na denk gelip, gerekli evrakları topladıktan sonra başvurumu yaptım.


Ve sonuç :



Bu İngilizce mülakat için Ankara'ya gittim ve tam olarak mülakatımın nasıl geçtiğin anlamasamda bu hafta içerisinde bursu kabul edilmeyeceğim belli olacak. Eğer kabul edilirsem, Amerika'da bir akademik yıl boyunca komisyonun belirlediği bir Community College'da eğitim göreceğim. Olmazsa da muhtemelen Lisans'ımı tamamlamak için Dikey Geçiş Sınavı'na hazırlanıp İstanbul'da köklü bir üniversite kazanmak amacıyla çalışacağım.


Geçenlerde burs sonucum belli oldu:


ree

Elbette çok üzülmüştüm ve paramparça olmuştum. Ancak yapabileceğim bir şey varsa o da planlarıma sadık kalmamdı. Burs sonucumun olumsuz olması çok önemli değildi. Benim en çok üzüldüğüm nokta, çok çaba sarf etmemdi.. Yine de bu da bir sorun değil çünkü geleceğimi kurtarabileceğim bir boşluğun önünü yine dolduracağım.


Şimdi sıra plana sadık kalmaksa, devreye B planı girdi. Sağlıklı düşündükten sonra, Lisans'ımı tamamlamak için Dikey Geçiş Sınavı'na girmeye karar verdim. Ancak bazı sebeplerden dolayı, sınava girmeme konusunda da sıralanacak çok sebebim vardı. Bunun arka planına yatan nedenleri sizlere sıralamak istiyorum:


  1. DEHB'li bir birey olmam nedeniyle focusumu ayarlayamıyorum.

  2. Üniversitede öğreneceğim şeyleri kendimde öğrenebildiğimi fark ettim ve hem de çok kısa bir sürede.

  3. Benim İstanbul'da üniversiteyi kazanamama gibi bir ihtimalim de vardı ve bunu göz önünde bulundurdum. Ulaştığım sonuç orta gelirli bir aileden geldiğim için şehir dışında bir üniversite kazanmam durumunda eğitim masraflarımı ailemin ve benim bunu karşılayamayacak olmasıydı.

  4. ESC projemi Bulgaristan'da tamamladıktan sonra, işe koyulup bir iş arayışına girmiştim ve online İngilizce platformu olan Flalingo'dan İngilizce öğretmenliği için iş kabulü almıştım. Bu sebep, benim kariyerimde bir dönüm noktasıydı. Bu fırsatı kaçırmak istemiyordum.

. . .

Bazen çevremdekiler çok plan kurduğumu ve yaşamın planları sevmediğini dile getirir. Onlara katılmıyorum. Ben dengeyi sağladığımı düşünüyorum. Eğer elimde bir seçenek olursa, ideallerime açılan diğer yolların bana kapandığı izlemine düşüyorum. Bu sebeple elimdekilerle ne yapabilirmi düşünürken, seçenekleri bol tutuyorum ki bu yolculukta yüzüme bin kapı kapanacaksa, biri açılsın diye çabalıyorum.

ree

Bütün umudum kendimde olduğu için toplumun önüme çıkardığı yargıları kırararak, kendimi bulmaya çalışıyorum. Umut bu yönde ilerlerken, uzun zamandır yazdığım kısa öyküleri vs. dergilere atmıyordum. Buna geçen sene Haziran ayında başladım ve bir yazım eecstaticc sanat kitabında yayınlandı. Bu yolculuk, sadece bir adım değil, aynı zamanda büyümeye ve yeni hikayelere kapı aralayan bir serüven olmuştu benim için.



Son vedanın ilk kavuşmalarını okumak isterseniz:


Zamanın ait olduğu yerde döşenmiş toprakta kendime ait başka yaşam izleri keşfetmek yine üzere yola koyuluyorum. Bu sefer KAFA dergisine bir öykümü yolladım ve KAFA dergisinden aldığım mail beni yeniden umudun kapısını aralamamı sağladı.

ree










İşler yoluna girmeye başlamıştı yine ve akademik kariyerimi devam ettirebilmenin peşine düştüm. Flalingo İngilizce öğrenme platformunda hesabım onaylandıktan sonra, online İngilizce dersleri vermeye başladım ve o derslerden kesitleri sizler için derledim:



Flalingo’da İngilizce öğretmenliği deneyimimin dokuzuncu ayına girdim ve öğrencilerimle öylesine anlamlı bir bağ kurdum ki ne zaman işler yolunda gitmese ya ders anlatmaya koşarım ya da evreni anlama tutkumu genişletmek için fizik çalışırım. Öğrenmeye olan tutkum, hiçbir zaman bitmeyecek ve bu yolculuk beni benden daha iyi bir yere götürecek.


Öğretmenlik deneyimim hem geçmişte hem de son zamanlarda değişmeyen öğretim tarzımdan vazgeçmeyeceğim anlamına geliyor. Bir şeyi öğretirken, dersin verimli olmasından yanı sıra o derste karşımdakine aktardığım şeylerin pratikte uygulayabilecek kapasitede olmasına çok dikkat ederim. Bu nedenle öğrencimin ihtiyacına göre derslerimi şekillendirmeye gayret gösteririm. Bu nedenle öğrencilerimden ve velilerinden gelen dönütler hep olumlu yöndeydi:



Gerçek dünyada yolculuğumun bu parçasında, eğitim alanında ilerlemeye hem geçmişte hem de son zamanlarda ilerlemeye devam ediyorum. Ancak halen içimde ukte kalan bir şey vardı. NASA’da çalışmak..

Bu ideali yarıda bırakmak kefenlediğim tohumu filizlenmeden sararmasına şahit olacaktım yaşamımda. Bunu yapmadım. Elbette yolculuğumda çok sendelediğim zamanlar oldu ancak hiç düşmedim. Ancak biz insanlar perde önünde izlediklerimize odaklanırız. Perde arkasında ne olup bittiyse bizi çok ilgilendirmez. Bunların ikisini de ele alarak sizlerle hem benim yaşamımda perdenin önünde izlediklerinizi ve arkasında olup biten olayları size tam manasıyla dile getiriyorum.


Yol böyle ilerlerken, hayallerimin patlak verdiği dönemde kendimi yine yeniden NASA programlarına başvuru yaparken bulmuştum. 2024 yılında ESC projemi Bulgaristan’da yürüterken, Türkiye'ye gelmeme yakın NASA’nın Mission Concept Akademisi‘ni keşfettim. Aslında bu akademiyi daha önce biliyordum ancak bazı kriterleri sağlamadığım için başvuru yapmıyordum. Amerika’da bir üniversitede uzaktan eğitim aldığım için, artık başvuru yapabileceğimi düşündüm. Akademiye başvurdum ve kabul edildim. Akademinin ilk eğitimine katıldıktan sonra, bana akademiden çıkarıldığıma dair mail geldi. Nedeni ise Amerika’da ikamet etmediğim içindi. Bu akademiye başvuru yaptığım sıra gözümden kaçırdığım başvuru koşulu olduğunu akademi başladığı sıra fark ettmiştim. Bu duruma aşırı bir şekilde kafa yorup, tüm haftalarımı akademiye göre ayarlamıştım..

Ama dediğim gibi bu seride umut konuşuyoruz. Halen bir yerlerde bir umut kırıntısı olabilir diye NASA programlarına başvurularımı kesmedim. Sonunda NASA’nın İklim Değişikliği Araştırma Girişimi (CCRI) için bir Eğitim Elçisi olarak, NASA’nın STEM eğitim platformlarına, içeriklerine ve iklim bilimiyle ilgili görev kaynaklarına erişim ve bunları uygulama üzerine odaklanan bir yıl süren bir mesleki gelişim programına kabul edildim ve program sonunda NASA GISS ve CCRI araştırmacılarına kendimi tanıtıp, program boyunca yaptıklarım ve gelecek eğitim yılında hedeflediklerimi içeren bir sunum gerçekleştirdim. Sunum alkış aldı ve ben de NASA görevlilerine sunum yaptığım için kendimle gurur duydum.

ree
ree

Zaman böyle akıp giderken sizlere 2024 yılında neler olup bittiğini olay örgüsü kurmadan kısa bir şekilde aktarmak istiyorum. Öncellikle size o yıl içerisinde bazı ulaşamadığım hayallerimden bahsetmek istiyorum. Aşağıdaki fotoğrafa tıklayarak ilgili koleksiyona ulaşabilirsiniz:

ree

İlgili koleksiyonda her bir pul, perdenin arkasında olup bitenleri dile getiriyor. Bizler genelikle sonuçlara odaklanıyoruz ve genel olarakta insanların perde önünde bize aktardıkları kadar başarılarına hakimiz. Ancak perdeyi araladığımızda geçen ve bitenler arasında nedenleri öğrendiğimizde üzerimizden geçen gölgelerin yerini bulamayız. Keşkeler kapımızı bulur ve yargılamada üstümüze yokken, birden hayalet kesiliriz her şeyin başına. Ben tüm yaşamımın sunduğu deneyimelerden öğrendiğim şeyleri iyi veya kötü diye yorumlamadan bunları öğreti olarak görüp, her şeye umutla yaklaşımı benimsiyorum.


Umut böyle olunca önüme ritimleri de katarak kendime bir keman hediyesi alıp, öğrenmeye kalkışıyorum halen :)

İlk kareleri sizler için derledim:


Ruhumu saran melodilere koşuyorum. Bu koşuşturmaca öyle bir yolculuk ki sonsuzluğa uzanan bir kapı gibi. Artık bu kapıyı açtığımda kozmosun derinliğinde kendime endişeler yaratmıyorum. Sadece anda kalıp, yaşamın bana sunmuş olduğu güzelliklere sığınıyorum.


Umutla Kalın!


© 2025 HEDIYE DAGESEN BLOG

  • Instagram
  • X
  • LinkedIn
bottom of page