Rus yazar Lev Tolstoy hikayelerin başladığı noktayı şöyle dile getirmişti:" Gerçek hikayeler, ya birinin yolculuğa çıkmasıyla başlar ya da şehre bir yabancı gelir." Tolstoy'un deyişini bir akşam kafama koydum ve yola çıktım.Taşlara takılmadan, bu süreçte kendime yolumu öğretmeye çalıştım. Kendime öğrettiğim şeyler gerçek hikayeye dönüştü. Şimdi sizlere rayların üzerinde bir akşam üstü bu gerçek hikayenin başlangıç noktasını aktaracağım.
Yaklaşık üç buçuk senedir ESC (Avrupa Dayanışma Programı) programlarına başvuru yapıyordum. Bu süreçte motivasyon muktubum, CV'im gibi önemli dökümanların nasıl ilk başta nasıl hazırlanacağını pek bilmiyordum. Zamanla bilgi verici youtube kanalları dinleyerek bunların nasıl olması gerektiğini öğrendim.
Aşağıya bu Youtube kanallarının linkini bırakıyorum:
Bilgisayarım motivasyon mektuplarından dolmuştu artık. Hiçbir kuruluştan cevap alamıyordum. Ben de ESC programlarına başvurmayı kestim. Kendime şart koymuştum:"Her ne kadar ilgi alanın da olsa, artık ESC programlarına başvurmayacaksın." Bu şartı kendime koyduktan bir hafta sonra bana Bulgaristan'dan başvurduğum bir kuruluştan geri dönüş aldım ve sanırım ne zaman bir şeyden vazgeçersek, vazgeçtiğimiz o şey bize geri dönüyor. Murphy kanunları bu olsa gerek:)
Yanda görmüş olduğunuz mail hem geçmişe hem geleceğe yolculuk etmemi sağladı. Geçmişteki yolculuğumda gayrettimin ve fedakarlıklarım gözümün önünden bir çırpıda gitmedi bu sefer. O yolculuğun uzun sürdüğünü gözlerimle gördüm. Geleceğe beni hazırlayan bu geçmiş şimdilerde bana olmak istediğim ve dönüşmek istediğim kişiye haber verdi. Sonunda ideallerinden vazgeçmeyecek birisi olan gelecekteki Hediye kendini yarattı ve yolunu buldu.
Bir akşam Sofya Ekspresi biletini teklifi kabul ettikten sonra, satın aldım. Bu bileti Halkalı Marmaray durağı ve Sirkeci Gar'ından alabilirsiniz.
Aşağıdaki fotoğraftan fiyat listesini görebilirsiniz:
Ben biletimi Halkalı Marmaray durağından aldım. Şöyle bir öneri olsun. Normalde yanıma Euro cinsinden para almıştım ama görevli nedense kabul etmedi ve Türk lirasına çevirerek ödemek zorunda kaldım. Ancak Sirkeci Gar'ından alırsanız Euro ile de ödeme yapabilirsiniz.
Tren de bagaj kısıtlaması yok. Bu bilgiyi onları telefonla arayarak sordum. Yani istediğiniz ağırlıkta valizinizi götürebilirsiniz.
Yol boyunca üç kez pasaport kontrolüne tabii tutuldum. Biri tren içerisindeyken, diğeri Kapıkule'den inip görevli olan polis kontrol etti. Sonuncusu da Bulgaristan'a ilk girişte Bulgar polisler-ancak Türkçe konuşan Bulgar polisler-trendeki herkesin pasaportlarını topladı ve yaklaşık 40 dakikadan sonra bizlere geri verdi.
Benim ineceğim durak Dimitrovgradı ve tren Dimitrovgrad'ta gece 4:35'te vardı. Durağı kaçırmamak için tek kişili yataklı vagonumda uyuyamadım.
Bu yolculuğu yapmak isterseniz, amacınıza göre değişir. Eğer manzara görmek istiyorum gibi bir hedefiniz varsa, bu yolculuğun size uygun olacağını düşünmüyorum çünkü Sofya Ekspresi akşam saat 20:00'da kalkıyor ve diğer günü sabah 09:00 civarı Sofya'ya varıyor. Akşam saatleri olduğu için pek bir şey görülmüyor zaten.
Ama amacınız benim gibi eco-travel veya daha uyguna seyahat etmekse Sofya Ekspresini tercih etmenizi öneririm.
Dimitrovgrad durağında indikten sonra, iki koca valizle ve içi dolu sırt çantasıyla aktarma yapacağım diğer tren yolunu bulmaya çalıştım. Yine aynı şekil Türk bir çift bana bilet gişesini ve trene kadar valizlerimi taşımama yardımcı oldular.
Sonunda Tulovo'ya vardım ve orada beni bekleyen geleceğe seslendim:" Kendi çiçeğimi sularken, büyümenin ne denli sancılı olduğunu anladım. Ama aynı zamanda değişim vardı. Bu değişim bir kitap sayfanın her açılışı gibi bana yeni yaşamlarımda gerçek zamanı öğretti."
Kozmosta görüşmek dileğiyle!
Umutla Kalın!
Comments